Nietzsche Kimdir?
Nietzsche Kimdir?
15 Ekim 1844 Almanya’da doğmuştur henüz beş yaşındayken papaz olan babasını kaybetmiştir
bu durum karşısında oldukça etkilenen Nietzsche annesi ve diğer akrabaları ile Navmburga
yerleştiği bu olay düşüncelerini pek fazla etkilemese de kişiliğini oluşturmasında önemli bir rol
oynamıştır çalışkan ve başarılı olan Nietzsche küçük yaşta kendine sorular sormaya ve cevaplar
aramaya başladı 13 yaşındayken otobiyografisini yazdı kafasında oluşmaya başlayan dini kuşkular
dört sene sonra yazdığı şiiri etkiledi bir dönem ilahiyat okumak için üniversiteye gitse de inancını
sorgulamaya devam etti ilerleyen dönemlerde düşüncelerini yazıya döken Nietzsche 1889
senesinde zihinsel çöküş yaşadı son Yılların ne rahatsızlıklar geçiren ateist filozof Nietzsche 25
Ağustos 1900 hayatını kaybetti.
Nietzsche’nin Sanat İle İlişkisi
Nietzsche sanatın insanı özgürleştirmesine yardımcı olduğunu düşünür ona göre sanat duygusal
ifade ve yaratıcılık aracılığıyla insanın iç dünyasını keşfetmesini sağlar sanat toplumsal normlara
meydan okuyabilir ve yeni bir bakış açısı sunabilir.Nietzsche göre Sanat insanın kendini
gerçekleşmesini ve özgürce ifade etmesine olanak tanır sanatın gücüyle insanlar kendi değerlerine
ve anlamlarını yaratma özgürlüğüne sahip olabilir. Nietzsche sanatın farklı türlerinin oldukça
değerli bulup ona göre müzik ,resim ,şiir gibi farklı sanat dalları insanların duygusal ifade ve
yaratıcılığını ortaya çıkarıp her sanat türü farklı bir deneyim sunar ve insanların farklı yönlerini
keşfetmelerini sağlar.
Nietzsche her sanat türünü kendine özgü bir güzelliği olduğuna inanır ve
sanatın çeşitliliğininden keyif alır .Nietzsche’ye göre sanat özgürlüğün bir ifadesidir sanat insanları
kendini özgürce ifade etmeye toplumsal normlarda bağımsız bir şekilde yaratıcılığını ortaya
koymaya imkan verir. Sanatçılar kendi iç dünyasından ilham alarak özgürce sanat eserleri
yaratabilirler.
Nietzsche sanat insanların özgürlük arayışında bir rol oynadığını düşünür ve bu
özgürlüğü insanların daha yaratıcı ve kendilerini gerçekleştirilmiş hissettiğini savunur. Sanat
insanlara kendi değerlerini ve anlamlarını keşfetme özgürlüğü sunar neye göre sanat toplum
üzerinde derin bir etkiye sahip olabilir ona göre sanat toplum değerlerini sorgulayabilir geleneksel
düşünceleri sarsabilir ve yeni bir bakış açısı sunabilir. Sanat toplumu düşünme de bir rol
oynayabilir ve insanlara özgürleştirebilirsen tüm gücüyle toplumda değişim ve ilerleme olabilir.
Nietzsche Sanatta Estetik Anlayışı
Nietzsche’ye göre sanattaki anlayışlı oldukça önemlidir. Ona göre estetik deneyimler, insanları
derin duygusal deneyimlere ve yaratıcılığa yönlendirir sanat güzellik ve estetik değerinin ötesine
geçer insanların duygusal ve estetik deneyimler Kendilerini gerçekleştirmesine yardımcı olur.
Nietzsche sanatın bir güzellik coşku ve duygusal yoğunlukla dolu bir dünyaya götürdüğünü
düşünür ona göre estetik deneyimler insanların hayatını zenginleştirir ve anlam katar .Sanat
insanların duygusal estetik ve spiritüel (ruhsal ruhaniyet) tatmin buldukları bir alan olarak Nietzsche
için büyük bir öneme sahiptir. Nietzsche estetik deneyim kaynağına ona göre sanat eserleri
sanatının içsel duygularını ve düşüncelerini yansıtır estetik deneyimlerinin kaynağı insanın içsel
duyguları ve sanatçının yaratıcı ifadeleridir.
Bir örnek olarak da Nietzsche antik yunan tragedya oyunlarını gösterir ona göre bu oyunlar
insanların derin duygusal deneyimlerini ifade etmelerine yardımcı olur. Nietzsche bu tür oyunların
insanların acıyla yüzleşmelerini ve hayatın anlamsızlığıyla başa çıkmalarının sağladığını düşünür.
Nietzsche’nin Ahlak Felsefesi
Ona göre geleneksel ahlak anlayışı insanları kısıtlar ve baskılar. Nietzsche ahlak değerleri toplumu
ve kültürün Dayattığı yapay kurallar olduğunu düşünür onun yerine bireyin içsel gücünü ve
arzularını keşfetmeye teşvik eder. Nietzsche’nin ahlak felsefesi ahlakini reddeder ve efendi ahlakını
savunur ona göre insanlar kendi değerlerini yaratmalı ve kendi yaşamlarını anlamlı kılmalıdır bu
bireyin özgürlüğünü ve yaratıcılığını önemseyen bir yaklaşımdır .Nietzsche ahlak felsefesi
geleneksel ahlakı anlayışına meydan okuyan Ve bireysel özgürlüğü vurgulayan perspektifi sunar.
Nietzsche‘nin Üst İnsan Kavramının Sanatla İlişkisi
Nietzsche’nin üst insan kavramıyla sanat arasında önemli bir ilişki vardır.Ona göre üst insan
Sanatı kullanarak kendi değerlerini ve düşüncelerini ifade eder sanat insanlığı yaratıcı gücünü
ortaya çıkarmasına ve kendini gerçekleştirmesine yardımcı olur. Nietzsche ye göre üst insan sanat
yoluyla kendini aşar ve toplumun sınırlamalarından özgüleşir. Sanat üst insanı içsel dünyasını dışa
vurmasının bir aracıdır ve onun varoluşsal derinliklerini keşfetmesine yardımcı olur üst insanın
sanatta ifade ettiği değerler özgünlük yaratıcılık özgürlük gibi kavramları içerir sanat üst insanın
içsel dünyasına dışa vurarak kendi değerlerini ifade etmesini sağlar
Ben’e Dönüş Kavramı
İnsanın kendi potansiyelini gerçekleştirmesi ve en yüksek özünü ortaya çıkarması anlamına gelir.
Bu kavram insanın kendisini keşfetmesi içsel güçlerini kullanması ve kendi değerlerine sadık
kalması önemlidir yani insanın kendine yönelmesi kendi benliğini inşa etmesi ve kendi gerçekliğine
yaratması anlamına gelir Nietzsche’ye göre insanlar kendi benliklerini ve değerlerini
keşfettiklerinde daha anlamlı ve tatmin edici bir yaşam sunabilirler .
Örneğin bir insan hukuk okumak yerine yerine müzik ile ilgileniyorsa kendi iç sesine kulak vererek
müzik kariyerine yönelebilir
Tragedya‘nın Doğuşu
Tragedya’nın doğuşu Nietzsche’nin ilk kitabıdır kitabın ilk basımı 1872 yılında yapılmış 1886 yılında
ise bir özeleştiri sözü ile ve müziğin ruhunda tragedya’nın doğuşu başlığı değiştirilip tragedya‘nın
doğuşu ya da helenizm ve pesizm başlığı ile tekrardan basım yapılmıştır kitap Nietzsche ‘nin
felsefesinin biçimlenmesi ve ilk ilk temeli olması bakımından düşünürün görüsünü ve nereden
başladığını anlamak için başta ( ilk önde gelen ) değerlerdir kitap başlıca iki tanrı Apollon ve
Dionysos kavramsal anlamları üzerine döner tartışılan meseleye göre ikisi zıt karakterlilerinin
birleşmesi ile yunan tragedyasını oluşturmuşlardır . tragedyadaki antiktin en zengin kültürüne sahip
olan devleti Atinanın altın çağına simgeler tabii ki Nietzsche tragedya’nın sanat dalı olarak
incelemekle kalmaz karşıtların birliği ve çatışması ile ortaya çıkan Fatih’in tutsak eden kültürünü ve
en değerli meyvesi aynı zamanda evrensel bir anlam temsilidir .tragedya bir yandan rasyonel diğer
yandan sezgisel olanı hem dış yapıyı şekillendirip biçim vereni hem de kalıbı belli olana içine
dolduranın sentezidir küçük resimde bireyde büyük resimde kültürde karşıtlığın birliği için ideal
örnektir.
Tragedyanın doğuşu antik yunan dönemlerindeki Dronysos Kültürü ile ilişkilendirir ona
göre tragedya insanın içindeki doğallı ve çelişkileri ifade etme aracıdır. Dionysos’un Etkisi ile
insanların içlerindeki güçleri kabul eden ve dışa vururlar neye göre tragedya insanın yaşamı
adlandırılmasına yardımcı olur ve ona bir tür Katarsis yani arınma deneyimi yansıtır tragedya
insanın içsel çatışmalarını dışa vurmasına ve anlam arayışına katkıda bulunur.
Apollon
Neye göre Apollon sanatın düzen düzenleyici ve form verici yönünü temsil eder . Apollo‘nun etkisi
altındaki sanat eserleri simetri uyum ve denge prensiplerine dayanır bu sanat eserleri görsel olarak
güzel estetik ve düzenli bir şekilde düzenlenir Apollon insanın iç dünyasını ifade etmek için bir araç
olarak kullanılır ancak Nietzsche’ye sadece Apollon’un etkisi altındaki sanatın yeterli olmadığını
düşünür ona göre tam anlamıyla gerçek ve derin bir sanat deneyimi için dionysosun da etkisi
gereklidir dionysos tutku içgüdü ve kozu temsil eder Nietzsche ‘ye göre gerçek sanat Apollon ve
dionysos un birlikteliği ile ortaya çıkar bu birliktelik sanatın sınırlarını aşan ister enerjiyi ve
yaratıcılığı ifade eden bir deneyim sunar niçin Apollon ve Dionysos kavramları sanatın çeşitliliğini
ve derinliğini anlamamıza yardımcı olur sanatın düzenleyici fon verici yönüne değer vermek
önemlidir bu birliktelik sanatın gerçek gücünü ortaya çıkarır ve insanın iç dünyasını ifade etmek
için güçlü bir araç sağlar
Nietzsche’nin Güç istenci
Nietzsche güç istencini insanın kendini asma arzusuyla ilişkili olduğunu düşünür ona göre insan
kendi potansiyelini gerçekleştirme ve kendini en yüksek şekilde ifade etme arzusuyla doludur bu
nedenle güç istence insanın kendini geliştirme ve dönüştürme sürecinde önemli bir rol oynar.
Nietzsche’nin güç istenci kavramı insan doğasının karmaşıklığı ve derinliğini anlamaya çalışırken
aynı zamanda insanın özgürlük ve yaratıcılık potansiyeline vurgular güç istence insanın hayatta
anlam ve amaç arayışında önemli bir rol oynar
Dionysos
Üzüm’ün ve dolayısıyla da şarabın tanrısıdır Kovsun hakikatin ve daimi değişimin yaratmanın
kendinden bir öncekinin çekilmesi ve yeni gelenin onun yerine geçmesi zorunluluğunu içinde
barındırması olarak hayvancılık ve sarhoşlugu sarhoşluğun temsilcisidir Apollon ölçülü müzik ile
ilişkilendirilirinken dionysos şarap ve sarhoşluk sunan özelliklerini anlamak için düşünmemiz
gereken sarhoşluk halinde insanın kendini kaybetmesi dolayısı ile kural ve genel kültürel
gerçekliğin içsel olarak doğaya ait olan zincire Vurulmamış halindeki güdülerini ortaya
çıkmasıdır.Nietzsche dionysos estetiğini Apollo estetiği ile birleştirmeyi de önerir Apollon düzen
uyum ve denge sembolüdür Nietzsche ‘ye göre dionysos estetiği Apollon estetiğine
birleştirildiğinde sanatın en yüksek ifadesini ortaya çıkarır.Dionysos estetiği insanın iç dünyasını
keşfetme duygusal deneyimleri yoğunlaştırma ve hayatta derin anlam arayışına teşvik eder ve
estetik anlayışı insanın özgürleşme ve kendini gerçekleştirme yolculuğunda önemli bir rol oynar
Apollon Ve Dionysos Sentezi
İki kardeş tanrıların özelliklerini neye göre hem kişide hem de kültürde karşılıklı olarak mevcuttur .
Nietzsche ‘nin gördüğü iki tanrının çatışması sonucu oluşan yunan tragedyasaydı ve onların
çatışması bizzat tragedyada görüldüğü üzere mükemmel ve dengelidir. Tragedya bu ikinin
senteziydi Nietzsche kendi felsefesinde Dionysosçuluğu benimsiyordun çünkü batının
düşüncesindeki Hristiyan kültüründen gelen bir özündeki insanı güdüselliği ve yaşamı reddeden
bir tutum görüyordu dünya değersizliği yüzünden görmezden gelip Yaşama yaşamını öte dünyaya
adama düşüncesini Nietzsche ‘nin Batı ile en büyük savaşıydı.
Hakikat kaotiktir tamam ?
Ama hakikat bu kadar reddetmek ve inancı bu kadar kötüye kullanmak göz ardı edilemez bir
hataydı. Nietzsche ‘ye göre ne yaptıkları değil nasıl yaptıklarıdır. Nietzsche ‘nin görüşünden
Yunanlılar için mitoslardaki apollonculuğun doğrudan ya da tamamen Dionysosculuğu
dışlaması söz konusu değildi
Nietzsche yunan mitolojisinin kurucusu değil tabii ki ama biçim vereni olan Homeros’un Apolloncı
kutupta sayıyordu ama yine de öyle bir Apolloncı ki illüzyonu sayesinde hakikati teselli sünüyor ve
teselli özelliği ile beraber yaşamı onaylamayı göstererek salık veriyordu tragedya’nın doğuşunda
nietzsche’nin ön sözünde görebileceğimiz gibi Dionysos ‘u anlamış birini konuştuğunu söyler
henüz Avrupa kültür ideal olarak Almanya’ya umudu vardır hatta Nietzsche kitapta alman
felsefesini Apolloncu ve alman müziğine de Dionysos olarak denir.